اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam, O’nun sevgili Rasulüne, pak ehli beytine ve kıyamete kadar yolunu sürdürenlerin üzerine olsun.
Ey Rabbimiz! Bizi hakikati inkâr eden kâfirler için bir oyun ve eğlence aracı yapma! Ve günahlarımızı bağışla! Çünkü tek kudret ve hikmet sahibi olan sensin.
Şaban ayının 14. gününü 15’ine bağlayan geceye biz Müslümanlar Berat gecesi adını veririz. Bu gecenin başka isimleri de vardır. Bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübarek'; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Beraet'; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle 'Rahmet', geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle de 'Berae veya Sakk' gecesi denilmiştir.
Berat kelimesi Arapça bir kelime olup, borçtan kurtulma, temize çıkıp aklanma, ceza veya sorumluluktan kurtulma gibi anlamları içerir. Berat gecesi, Allah’ın rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma, kapılarını ardına kadar aralayacağı; müminlerin dualarına icabet edeceği, günahlarını affedeceği; yapılan ibadetleri normal zamanlardan kat kat fazla mükâfatlandıracağı için müslümanlar için tam bir berat olacaktır, inşallah. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlar olarak bu geceyi çok iyi değerlendirmek durumundayız. Bu cümleden olarak gündüzü oruçlu, geceyi de çeşitli ibadetlerle değerlendirmeliyiz. Berat gecesinin fazileti hakkında Peygamber Efendimiz (as)’dan nakledilen şu mübarek hadis çok önemlidir:
Hz. Ali (r.a)’den: Peygamber Efendimiz (as) şöyle buyurdu: "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur."[i]
Berat gecesinin faziletli olmasına sebep olarak İslam alimleri Kur’an’ın topluca Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına inmiş olmasını gösterirler. Buna delil olarak Duhan suresinin şu:
“Ha. Mim. Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır. Her hikmetli işe o gecede hükmedilir.”[ii] dört ayetini ileri sürerler. Ayette geçen, “mübarek gece” den maksat, Berat gecesidir; Kur’an’ın bu gecede yedinci semadan dünya semasına indirildi. Kadir gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimiz (as)’a indirilmeye başlandı denilmektedir.
İmam Şafii (rhm.)’den rivayet edildiğine göre o şöyle söylemiştir:
“Bize ulaştığına göre, beş gecede yapılan dualar kabul olur: Cuma gecesi, kurban ve ramazan bayramı gecesi, Recep ayının ilk gecesi ve Şaban ayının on beşinci gecesi.”[iii]
Şaban ayının yarısının faziletleri hakkında bir çok hadis-i şerif varit olmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır:
“Şaban ayının yarısı gecesinde Allah Kelb kabilesinin koyunlarının yünü sayısından daha çok günahı affeder.”[iv]
“Şaban ayının yarısı gecesi olduğunda, Allah (cc) dünya semasına iner ve müşrik ve din kardeşlerine kin duyanların haricindeki kullarını bağışlar.”[v]
“Şaban ayının yarısı gecesi olduğu zaman, Allah (c.c.), kullarının durumuna bakar; müminleri affeder; kâfirlere ise mühlet verir. Kin ve hased sahibi olanları bu sıfatları terk edinceye kadar kendi hâllerinde bırakır.”[vi]
Yukardan beri ifade edilen ayet ve hadislerden anlaşıldığı kadarıyla Berat gecesinin kendisine has özelliği vardır:
Hz. Âişe (r.a), validemiz, Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın Berat gecesinde, sabaha kadar ibadet ettiğini görünce sordu:
“Yâ Resûlallah, Allahu Teâlâ’nın en sevgili kulusun! Buna rağmen niçin bu kadar kendini yoruyorsun?”
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
“Ey Âişe, ben şükredici kul olmayayım mı? Ey Âişe, sen bu gecede, ne olduğunu bilir misin?”
Âişe validemiz tekrar sordu:
“Bu gecenin diğer gecelerden üstünlüğü nedir yâ Resûlallah?”
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
“Bu sene içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip edilir. Bu gece herkesin ameli ve işleri Allahu Teâlâ’ya arz olunur. Bir kimse, evinden ayrılıp yolculuğa çıkar. Hâlbuki, onun adı yaşayanlar defterinden, ölüler defterine geçirilmiştir.”
Gâfil olmamalı, bu geceyi mutlaka ihya etmelidir. Kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı Kerîm okumalı, dua etmeli, tevbe ve istiğfara sarılmalı, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmelidir. Bunların sevabını ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermek, günah işlememekle olur. Bu gece, Allahu Teâlâ’nın ihsan ettiği bütün nimetlere şükretmeli, yapılan hatalar, günahlar için de tevbe istiğfar etmeli, Cehennem ateşinden kurtulmayı istemelidir. “Yâ Rabbi, bize dünya ve ahiret saadeti ihsan eyle, bize hidayet verdikten sonra, kalplerimizi kaydırma" diye dua etmelidir.
Bir Ayeti Kerime ile sohbetimizi bitirelim: Yüce Rabbimiz buyuruyor ki:
“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”[viii]
Öyle ise, hem bu gece hem de bütün bu Üç aylar boyunca bir kul olarak kendi özümüze dönmeliyiz, ümitlerimizi canlandırmalıyız, bağışlama ve bağışlanma duygularımızı güçlendirmeliyiz. Hem şahsımıza hem, ailemize hem de bütün eş, dost, ahbap ve ümmet-i Muhammed’e dualar etmeliyiz.
Alınacak Dersler:
[i] İbn Mâce, Sünen, 4/301, H. No: 1378
[ii] Duhan, 44:1-4
[iii] Şuabu’l İman, 5/287, H. No: 4343
[iv] Beyhaki, Şuabu’l İman, 4/479, H. No: 3824
[v] Bezzar, 1/157, H. No: 80; Heysemi, 8/65
[vi] Şuabu’l İman, 5/459, H. No:3551
[vii] Tergib ve Terhib, II, .)119-120
[viii] Zümer, 39:53